Gastronomi denilince akla gelen ilk mutfaklardan bir olan Fransız Mutfağı hakkında çok ilginç bilgiler bulunmakta. Ayrıca aşağıdaki yazılardan bir tanesinde küçük bir sürpriz var 🙂 Okumaya başlamaya ne dersiniz? C’est parti! 👇
1.Bagetler Bedava!

Evet, doğru duydunuz! Paris ve çevresindeki çoğu restoran, bagetleri ücretsiz olarak sunuyor. Açlığınızı yatıştırmanızı, doygunluk duygunuzu daha erken artırmanızı sağlayan mezeler gibi düşünebilirsiniz. Bunun en iyi yanı, çoğu durumda bagetlerin sınırsız miktarda servis edilmesi.
Bununla birlikte, harika bir ikram olsa da, yine de dikkatinizi başlangıç yemeğine, ana yemeğe, tatlıya vb. odaklamanız gerektiğini unutmayınız. Çünkü bedava ekmek sunan yerler, iştahınızı daha ucuza doyurmak için bunu yapıyor.
2. Fransa, ikinci en büyük şarap üreticisi!

Yüksek kaliteli mutfağın dışında, Fransa toplam üretimde ikinci sırada yer alacak kadar şarap üretiyor. İtalya’nın biraz gerisinde olmasına rağmen, etraftaki en ustalıkla fermente edilmiş içeceklerden bazılarını deneyimlemek istiyorsanız, geleceğiniz yer burasıdır.
Tabii ki, yüksek üretim ile daha düşük fiyatlar geliyor. Sonuç olarak, maaş çekinizin tamamını harcamadan bir veya iki bardak içmek istiyorsanız gidilecek yer burasıdır. Burada fiyat etiketi yaklaşık 5euro veya daha düşük olan şişeler bulmak yaygındır.
3. Salyangoz ve istiridye yaygın olarak tüketiliyor!

Fransa’nın ilginç lezzetlerinden biri de tereyağı ve maydanozla yapılan ve sosla servis edilen haşlanmış salyangoz. Escargot olarak bilinen bu ürün, Fransa’da yaygın bir başlangıç yemeğidir. Fırsat bulursanız ve açık fikirli biri iseniz denemeye değer!
Denemeniz gereken bir diğer harika ürün de istiridye! Bu yemeğin envai çeşit harika tarifleri vardır. Bir kadeh Sauvignon blanc ile ekmek, tereyağı, peynir, limon ve tuz ve karabiber ile servis edilebilirler.
4. French Fries aslında Fransızların elinden çıkmamıştır!

Amerika Birleşik Devletleri’nde patates kızartmasına herkes” French fries”der. Bunun nedeni belki de Thomas Jefferson’ın 1784’ten 1789’a kadar Fransa’da, Amerikan Bakanı olarak görev yaptıktan sonra tarifi Fransa’dan geri getirmesidir ancak patatesin tarihi bildiğimizden çok daha eskilere dayanmaktadır.
Modern Peru ve Bolivya’da yaşayan Yerli Amerikalılar, patatesi ilk yetiştirenler oldu. Ayrıca yemeklik yağa da erişimleri olduğundan, patates kızartmasının aslında Yerli Amerikalılar tarafından icat edilmiş olma ihtimali yüksektir. Durum böyle değilse, sıradaki patates mahsulünü Avrupa’ya ilk geri getiren İspanyollar oluyor.
5. Düşündüğünüzden de fazla Fransız peyniri var!

365’in üzerinde farklı peynir çeşidi var olduğu söyleniyor. Evet doğru duydunuz. Hepsini denemeye bile zaman ayırmanız uzun zaman alacak. Yılın her günü yeni bir tane denerseniz, hepsini tatmak koca bir yıl alırdı.
En ilginci, tüm farklı varyasyonlarla birlikte toplam sayı aslında 1.000’in üzerinde olabilir. Bu, Fransızların tüm çeşitliliğini takdir ettiği bir üründür. Aslında, dünyadaki herhangi bir milletten daha fazla tüketmeleri mümkün gözüküyor.
Sonuç olarak, Fransa’da gerçekten denemeniz gereken bir tecrübe olacaktır. Bon appétit!
6. Fransa’da alkol alma yaşı 16’dır.

Şarap ya da bira içmek isteyen herkesin bunu yapabilmesi için minimum 16 yaşında olması gerekiyor.
Bununla birlikte, sert likör (%21’in üzerinde alkol) içmeyi seçerseniz, 18 yaşında olmanız gerekir. Karşılaştırıldığında, Amerika Birleşik Devletleri’nin içme yaşı 21’dir.
7. Fransız Mutfağı’nın sloganı: ‘Yemekten keyif al!’

Fransa’da yiyeceğin, yemek yemenin ve pişirmenin verdiği zevk, sanat olarak kabul ediliyor. Açlıktan ölmek üzere olan bir kurt gibi tabağınızı midenize indirmek yerine yemek deneyiminizin tadını çıkarın.
Küçük lokmalar alın, tadın doruğuna varın Paris’i gördüğünüzde tüm bunları göz önünde bulundurursanız, ortama tam uyum sağlayacaksınız!
8. Artan yemekleri çöpe atmak kabul edilemez bir davranış!

Dünyadaki çoğu ülkenin aksine, buradaki süpermarketler son kullanma tarihi yaklaşan satılmamış ürünleri atamaz.
Bunun yerine ürünlerin, geçim sıkıntısı çeken yoksul insanları doyuracak hayır kurumlarına bağışlanması gerekiyor. Bu aynı zamanda onları, süpermarketlerin dışındaki çöp bidonlarından atmaya yardımcı olur.
Dünyanın diğer bölgelerinin atıkları işlemek için yapabileceklerinden farklı bir yaklaşımdır. Ayrıca, her gece daha fazla insanın bir şeyler atıştırmasını sağlamanın harika bir yolu olabilir.
9. Farklı bölgelerin farklı mutfak kültürleri vardır.

Bu ülkeyi ziyaret etmenin eğlenceli yanlarından biri de, Paris’in dışına çıktığınızda birçok farklı ürün çeşidini keşfedebilmenizdir. Örneğin, çevreyi dolaşırken, başka hiçbir ülkede bulunmayan yerel peynir çeşitlerini deneyimleyebilirsiniz.
Birçok yerel pazar kendi yemek spesiyallerini sunar. Mesela aligot adı verilen, orta ve güney bölgelerin belirli bölgelerinde yaygın olarak kullanılan popüler bir yemek vardır. Görüntüsü bizdeki kuymağı andırır.
Patates püresi, tereyağı, sarımsak, krema ve eritilmiş peynirin harika bir karışımıyla yapılır fakat bazen bazı lezzetler her damağa uymaz.
Fransızların yediği ve herkese uygun olmayan hatta mide bulandırabilen bazı yemekler de vardır (bkz: soldaki fotoğraf kurbağa bacağı kızartmasıdır). Merak etmeyin, bu tuhaf yemekleri sizlerle paylaşacağım. Takipte kalın 🙂
10. Kahvaltı günün en önemli öğünü değildir.

Burada yaşayan birçok yerli için Paris’te ana yemek genellikle öğle ve akşam yemeğidir. Kahvaltı normalde küçük bir şeydir. Tipik olarak bir kahvaltı, kahve ile servis edilen bir kruvasan gibidir.
Fransız kahvaltısını incelemek isterseniz sizi buraya alalım. Öğle yemeği, bir başlangıç yemeği ve bazen peynir, bir tatlı ile tamamlanan ana yemeği içerebilir. Ardından akşam yemeği için iştah açılır. Genellikle akşam yemeği saat 19.00’a kadardır veya daha sonra servis edilmez.
Yemek yemenin eğlencesinin çoğu, birlikte yemek yiyenlerle kaliteli zaman geçirmektir. Sonuç olarak, burada bir yemek deneyimi, diğer birçok kültürde olduğundan çok daha uzun sürebilir.
Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim! Beğenmeyi , yorum yapmayı ve paylaşmayı unutmayınız!
